TAKİP ET

15 Mart 2018 Perşembe

Kendine Gel Fenerbahçeli

HİÇBİR İSİM, "FENERBAHÇE" ADINDAN BÜYÜK DEĞİLDİR.



         Beşiktaş’ın B. Münih karşısındaki 11’i. Kalede Tolga. Defansta Gökhan, Caner, Necip, Medel. Orta Alanda Tolgay, Oğuzhan. Sağ Kanatta Quarezma, solda Lens. Forvet arkasında Mustafa Pektemek ve Forvette Vagner Love. Babel yok, Talisca yok, Kalede Fabri yok, Defansta Vida yok, Tosiç yok. Atiba yok, Adriano yok. Bunları da bırak benim bile hayranlıkla izlediğim, oyun bilgisi ve profesyonelliği en üst seviyede olan Negredo yok. Maç az önce bitti, Beşiktaş yenildi rakibine, fakat benim konum bu değil. Açın herhangi bir spor programını izleyin şimdi. İzleyin bakalım Ş. Güneş’in kadro seçimi hiçbir basın organında eleştiriliyor mu? Var mı hiçbir kanalda bu rotasyonu eleştirmeye cesareti olan kimse? Boşuna kanal kanal gezmeyin yok. Olmaz, eleştirmezler. Sen sorsan, sana da “Bu hocanın takdiridir” derler. Bir tane Beşiktaşlı taraftar çıkıp ta sosyal medyadan sallamaz hocaya, sallayamaz. “Hay senin çıkaracağın takıma” demezler. Bu kadroyu gördüğümde hoca elendiğini kabul etmiş zaten diye düşündüm ben. O yüzden şans bulmayan oyuncuları sahaya sürmüş tecrübe kazansınlar diye.  Hocanın kararı, bana düşmez bunlar. Fakat kendi kafasında olayı bitiren bir hoca takımından nasıl mücadele etmesini ister. Futbolcu bunu görmez mi, anlamaz mı? Formalite maçı diye düşünmemesine ne sebep olur? Bu kadrosu ile Beşiktaş başka bir hocanın elinde olsaydı eğer; bu gece elenmezdi bu turnuvadan. Fakat gel gör ki camia içinde tek ses çıkmaz, eleştiri olmaz, soran sorgulayan olmaz. Takımlarını alkışlar ve dağılırlar evlere. Geçmişte Galatasaray’ın bir Neuchâtel Xamax maçı vardı hatırlarsınız. Şimdi Çakma filozofun bu geceki inançsızlığı ile Galatasaray’ın o maçı alacağına dair olan inancını kıyaslayın! Bu bile Şenol Güneş’in olduğu yere yakışmayan bir hoca olduğunu gösterir. Fakat bu yüzden de sorgulanmaz, eleştirilmez. “Vazgeçtiğinde yenilirsin” sözünü birinin ona hatırlatması lazım.

       
        Konuyu fazla uzatmadan takdire bırakalım ve gelelim Aykut Kocaman’a. Neyi ne kadar doğru yaparsa yapsın, efendiliği, bilgisi, tecrübesi ve zekâsı ile ön plana çıksın, elindeki kadroyu oynanacak maçın genel özelliklerine göre en doğru şekilde yapsın, yine de eleştirilip yerden yere vurulmaktan kurtulamaz. Bunu yapmak için öncelik, (sözde)Fenerbahçe taraftarınındır, Basının kirli ellerine atmadan hocalarını ilk önce kendileri kusar içlerindeki bütün öfke ve nefretlerini. Bu bile fırsat kollayan basına daha çok malzeme verir sadece. Aç kurtlar gibi zayıf anını kollayan bir sürü kalem, saatlerce Kocaman adamı konuşur kendi pencerelerinde. Ve Fenerbahçe taraftarı da alkış tutar bu zibidilerin ekranlarda atıp tutmalarına ve hocalarını aşağılamasına. Öyle ya; Fenerbahçe taraftarı herkesten daha iyi bilir tekniği de, taktiği de. “Aykut kimmiş! Ulan ben olucam şimdi şu takımın başında” diye milyon tane cümle sıralarım buraya amma kime anlatırsın derdini. Aykut Kocaman’ın futbolculuğu, tecrübesi, teknik adamlığı, ADAM’lığı, bilgi birikimi, Fenerbahçeliliği ve camiamızın en güzide insanlarından biri olmasını umursamadan; Kendi burnunu çekmekten aciz. 300 kelimelik dağarcığı ile sosyal medyadan (güya) çok bilmiş mesajlar veren, takım kurup taktik belirleyen ve kendisine taraftar diyen, aynı zamanda Başkanına düşman, futbolcusuna anlayışsız, teknik direktörüne karşı karaktersiz olan bu toplum, senden, benden, bizden daha fazla Fenerbahçeli olduğunu düşünür ve herkesten çok sahip çıkmaya kalkar Fenerbahçe sevdasına. 

      Gelelim Aziz Başkana. Fenerbahçe’yi uğrunda ölecek kadar seven bir başkan. Bu seçim sürecinde öyle yalnızlaştırılıp, öyle haksız eleştirilmeye başlandı ki.  20 yıldır bu kulübün başkanı olan insana yapılanlar, onun hakkında söylenenler, eleştiriler ve eleştirinin ötesine geçen bel altı vurmalar. Ne yaptı bu adam size? Nesini beğenmediniz? Kulübün hali ortadaymış. Evet ortada. Ve bu duruma nasıl geldiği de ortada. 3 Temmuz sürecinde ne yaşadın Fenerbahçe taraftarı? Hakkın olanları elinden almaya cüret ettiler, dört değil sekiz koldan kuşatıldın, neler yaşadın, nelerle karşı karşıya bırakıldın hatırlasana. Avrupa’dan men edildin, cezalandırıldın, 6saray’ın senin mabedinde şampiyon yapılmasına şahit oldun, Fetöcü polisten gaz yedin, dayak yedin, gelirlerin resmen söğüşlendi, ve buna rağmen kimsenin bu kulübü ele geçirme çabası hayalden öteye gidemedi. O zaman dik durdun ve sahip çıktın Aziz Başkana. Şimdi ise Başkanı istemiyor, Hoca’yı beğenmiyorsun. Stadımızı kendimiz yaptık, devlet eliyle stat sahibi olanlardan değiliz. Topuk yaylası gibi bir yer başka hangi futbol takımında var? Tüm branşlarda başarılı olan bir kulübün taraftarıyız. Aziz Başkan sayesinde. Üniversite bu yıl öğretime başlıyor inşallah. Kulüp adına satın alınan bir sürü arsa ve arazi.  

- Antalya (106 dönüm)               40 milyon TL,
- İncek Tesisleri (32 dönüm)      67 milyon TL
- Kayışdağı (26 dönüm)            150 milyon TL  (İmar izniyle 400 milyona çıkması bekleniyor)
- Gebze (220 dönüm)                 50 milyon TL
- Ataşehir arazisi (60 dönüm)  150 milyon dolar
- Edirne (16 dönüm)                     5 milyon TL
- Düzce (20 dönüm)                     2.5 milyon TL
* Samandıra ve Dereağzı tesisleri ile Şükrü Saracoğlu stat kompleksinin tapusu sarı lacivertlilere ait değil. Eğer gelen haberler doğru ise buraların tapuları çok yakında alınacak. Belki de seçime yetişecek.
* Halen  üzerinde Fenerbahçe Koleji’nin bulunduğu Kayışdağı arazisinin önümüzdeki dönemde daha da  değer kazanması bekleniyor. 


       İşte beğenmediğin başkanın, çok sevdiği Fenerbahçe için yaptıkları. Kör olmak lazım bunları görmemek için. 1 Milyon üye kampanyası ne anlam ifade ediyor senin için? Bu az olsun benim olsun demek mi sence? Yoksa halkın takımını halkla birlikte yüceltmek için yapılan bir sahiplendirme olgusu mu? Diğer kulüpler ellerindeki değerleri satarak bütçe sağlamaya borç ödemeye çalışırken senin beğenmediğin başkanın Fenerbahçe’yi kişilerin esaretinde bırakmamak için her türlü yatırımı yapıp gereken her türlü önlemi alıyor. Şimdi sen ne yapıyorsun ona buna bok atmaktan başka. Demirören’in BJK başkanı olduğu dönemini hatırlayın. BJK’nin borç gırtlakta değilmiydi? Galatasaray yıllardır değişik değişik başkanların ellerinde soyula soyula bu borç batağına sokulmadı mı? Riva, GS adası, Tarih yazdıkları Ali Sami Yen. Ne oldu bunlara söylesenize. Hangi başkan sorumlu tutuldu bu yapılanlardan. Batırdıkları kulüplerden. Bizim başkanımız ise kulübe sahip çıktığı gibi, daha da değer kattı kulübe. Şu anda sahip olunanlar ile Türkiye’nin maddi anlamda en güçlü kulübüdür Fenerbahçe. Zaten bu gücü gördükleri için hedef olmadık mı? Bu yüzden rantçıların eline düşürmek istemediler mi bizi? Ne dedi Başkan o zaman? “Ne şikesi beyler, memleket elden gidiyor.” Biz boşuna mı dedik Son Kale Fenerbahçe diye. Bizimle duvara tosladılar ilk defa ve sonları da geldi işte. Şimdi ise bizler birbirimize düştük ne hikmet ise. Bir tarafta Sayın Başkan Aziz Yıldırım, diğer yanda başkan olarak görmek isteyebileceğim belki de tek insan Sayın Ali Koç. Aziz başkanın da hataları oldu elbette, o da sen gibi ben gibi biz gibi bir insan evladı. İyiyi kötüyü teraziye koyarsak ne görürüz buna bakmak lazım. Bir Fenerbahçe sevdalısı olarak, şu anda yapılacak en doğru şeyin Aziz Başkan ile devam etmek olduğundan eminim ben kendi adıma. 


Kendi kendimizi hançerleyip durmak yerine hakemlerin yaptıklarını bu ciddiyet ile meydanlara dökelim, TFF’nin, PFDK’nın, MHK’nın rezilliklerinin üstüne gidelim. Neden en çok para cezası alan kulüp olduğumuzu sorgulayalım, cezalandırılırken neden üst sınırlar sadece bizim futbolcularımıza uygulanır bunu soralım. kendi mabedimizde bizim üzerimize kurulan oyunları bozalım. Sahip çıkalım, sahip çıktığımızı belli edelim dosta düşmana. Kolay kolay kimse cüret edemesin, ne el uzatmaya ne de laf kondurmaya. (Maçın hakemi kral eyyamcı Bülent YILDIRIM oldu bu arada hayırlı olsun.)

               



      Alex ile bitirelim. Öncelikle hiçbir isim Fenerbahçe adından büyük değildir. Buna Aziz başkan da, Sayın Ali Koç’da, Aykut Hoca da, sende, bende dahil. Alex heykeli dikilen bir oyuncumuz, kaptanımız. Bu bile onun için çok büyük bir gurur olmalı. Fakat taraftar olarak hiç birimiz gerçek olayların ne olduğunu bilmeden Alex’i savunup, başkanı eleştiremeyiz. Yapmamalıyız. Başkan hata mı yaptı? Alex neyi ne kadar doğru yaptı derim bende o zaman. “Bir yanda "Pazar günü 100bin dolarımı getirmezseniz imza atmam" diyen, pazartesi havalesini yaparız diyenlere inanmayıp imza atmayan bir ALEX. Diğer yanda ALEX'e o 100bin doları evlerindeki kasalarından toparlayıp nakit veren ve son anda imzayı alan yöneticilerimiz var bizim. Kimin efsane olduğunu iyi öğrenin ilk önce. O dönemde Aykut hocanın ne şartlar altında neleri başarmaya çabaladığına şahit olduk. Fakat Alex ve onun yaptıklarına da şahit olduk. Kimse sütten çıkmış ak kaşık değil. Bir futbolcu için başkanını ve hocanı eleştiremezsin. Hele ki gerçekte neler olduğunu bilmiyor isen.
 


Sağlıcakla
Ertunç ÇELİK 

                                                                    1076 Gün oldu.

 

Reklam Alanı

Reklam Alanı
gündemde ne var

Galeri

Biraz Tebessüm