TAKİP ET

5 Temmuz 2012 Perşembe

ESAD; Suriye’nin bir Türk uçağını düşürmekten ne tür bir çıkarı olabilir?

ESAD; Suriye’nin bir Türk uçağını düşürmekten ne tür bir çıkarı olabilir?



ESAD: Düşman hariç hiçbir uçak için arzu etmem. Hele bir Türk uçağına yüzde yüz “keşke olmasaydı” diyorum. Ancak ne yazık ki Erdoğan hükümeti bu olayı kullanarak dar hesaplar peşinde. 15 aydır Suriye politikası konusunda Türk halkının desteğini alamamıştı. Şimdi bu olayı fırsat bilerek hükümetler arasındaki düşmanlığı halklar arası düşmanlığa çevirmek istiyor. Bu çok tehlikelidir.

ESAD: “Uçak 2007’de İsrail’in bizi vurduğu rotadan geldi“

Burada çok bilinmeyen önemli bir nokta var. O da şu: Türk uçağının geldiği güzergâh İsrail uçaklarının daha önce 3 kez hava sahamıza girmeye yeltendiği güzergâhtır. Dolayısıyla o taraftan gelen bir uçak, Suriye askeri açısından İsrail uçağı olarak algılanıyor. Düşman uçağı olarak kabul edildi ve hızlı biçimde tepki gösterildi, ateş edildi. 
Çünkü gördüğü ile vurduğu arasındaki süre üç beş saniyelik çok kısa bir süredir. Yetki de oradaki askerdedir. Bu uçak küçücük bir uçaksavar bataryası tarafından düşürüldü. Bu sistemler asla 2.5 km’den fazla uzaklıktaki bir hedefi vuramaz. Normalde uçak düşüremezler. Tek bir koşulu vardır. O da, çok alçaktan yaklaşıyorsa. Bu uçak çok alçakta uçuyordu ve sahile yaklaştığı anda düşürülmüştür.

ESAD: “Radar Göstermedi Uçaksavarla Düşürdük”

Konuştuğumuz alan 20 km’lik bir uzaklık. Bu mesafe bir iki dakikalık bir süredir uçak için. Sonrasında görülmüyor çünkü çok alçaktan uçuyor. Nitekim 2007’de İsrail gelip o binayı vurduğunda ve aynı güzergâhtan çıkış yaptığında radarlarımız o uçakları görmemiştir. Son olarak o bölgede Suriye ulusal hava sahasının dışına erişebilecek füze sistemlerimiz yok. Dolayısıyla konuyla ilgili Türkiye tarafınca söylenenler gerçekleri yansıtmamaktadır.

ESAD: “Bu Gibi Acil Durumlarda Arayacağımız Tek Bir Türk Komutanın Telefonu Yok” 

Türkiye’de Genelkurmay Başkanlığı değişiminden bu yana hükümet Türk ordusunun bizimle her türlü ilişkisini kestirmiş durumda. Oysa komşu ülkeler arasında her zaman bu tür olaylar yaşanır ve bu nedenle de silahlı kuvvetler arasında diyalog olması gerekirdi. Ama ne yazık ki şu anda bizim Türk ordusundan acil bir durumda arayabileceğimiz tek bir komutan telefonu bile yok. 

PİLOTLARIN AİLELERİNDEN VE TÜRK HALKINDAN ÖZÜR DİLEMEYİ DÜŞÜNMÜYOR MUSUNUZ?

Erdoğan’ın politikaları Suriye halkına gözyaşı, kan ve yıkımdan başka bir şey getirmiyor, ama biz Türk halkı için yine de en iyisini düşünmeye devam ediyoruz. Tartışmasız gerçek, Türk halkının bizim kardeşimiz olduğudur. Dolayısıyla bir vatandaşınızın ölmesi benim kardeşimin ölmesi demektir. Ailelerine en içten ve en sıcak duygularla başsağlığı diliyorum. Pilotlardan birisinin babasının, “Benim oğlum öldü, ama ben savaş istemiyorum” sözlerinden çok etkilendim. Onun duygularını paylaşıyor, bu onurlu tavrının önünde saygıyla eğiliyorum.

Suriye’nin bir Türk uçağını düşürmekten ne tür bir çıkarı olabilir? Biz Türkiye’yi ve Türk uçağını düşman algılasak net söylerdik. Geldi, düşürdük derdik, ama düşman kabul etmiyoruz. Türk halkından 10 yıl boyunca gördüğüm dostluğu başka kimseden görmedim ben. Şimdi niye onların nefretini kazanacak bir adım atayım ki?

Erdoğan hükümeti ne yaparsa yapsın Türkiye sınırına yığınak yapmadık ve yapmayacağız. Türk halkı dostumuzdur ve bizi anlayacaktır. Türkiye hükümetinin Suriye’ye düşman olmasının bir önemi yok. Eğer Türk halkı düşmanlık beslemeye başlarsa işte o zaman sorun var demektir.

ESAD: “Düşen İsrail Uçağı Olsaydı Mutlu Olurdum” 

Türk halkı kardeş halkımızdır ve onu üzecek bir şeyin olması beni asla hiç mutlu etmez ve etmedi. Eğer bu bir İsrail uçağı olsaydı tabii ki mutlu olabilirdim.

GEÇİCİ HÜKÜMETİN ESAD’LA MI ESAD’SIZ MI OLACAĞI TARTIŞMASI VAR. NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

ESAD: Uluslararası ve bölgesel söylemler beni ilgilendirmez. Yok Esad’lıymış, yok Esad’sızmış. Dışarıdan empoze edilen hiçbir şeyi kabul etmeyiz. Her şeyi kendi iç dinamiklerimizle belirleriz. Ben kişisel olarak koltuğu düşünmüş olsaydım Amerikan telkin ve talimatlarını yerine getirirdim. Petro-dolarların peşinde koşardım ve kendi ilkelerim ve ulusal tutumumdan vazgeçerdim. Ama daha önemlisi ülkemde füze kalkanı kurmasına izin verirdim.

RÖPORTAJIN TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN AŞAĞIDAKİ ADRESE TIKLAYIN
http://www.hurriyet.com.tr/planet/20902806.asp
 

Reklam Alanı

Reklam Alanı
gündemde ne var

Galeri

Biraz Tebessüm