Pes etmek yarım kalmışlığımızın kendimize bağırmasıdır..
Hangi zaman dilimindeydi bilmem, zaman kavramanı yitireli çok oldu. O kadar hızlı değişiyorki her şey , o nedenle o zaman bu zaman demekten çok anı yaşamaya başladım.Bir yığın cevapsız sorular içinde yüzüyorum.Hayat;ilişkiler, kendi sıkıntıların bir yana içinde yaşadığımız dünya..Hayat yalnızca bireyin yaşadıklarından ibaret değil.Nedendir bilmem? Hayatı hep kendi yaşantılarımızla yorumlar şekillendiririz.Ya başka insanların yaşamları ,dışarıda bir yaşam olduğunu hep unutuyoruz.Ya da geçiştiriyoruz.Çünkü öncelik “biz” olmuşdur hep.
Hangi zaman dilimindeydi bilmem, zaman kavramanı yitireli çok oldu. O kadar hızlı değişiyorki her şey , o nedenle o zaman bu zaman demekten çok anı yaşamaya başladım.Bir yığın cevapsız sorular içinde yüzüyorum.Hayat;ilişkiler, kendi sıkıntıların bir yana içinde yaşadığımız dünya..Hayat yalnızca bireyin yaşadıklarından ibaret değil.Nedendir bilmem? Hayatı hep kendi yaşantılarımızla yorumlar şekillendiririz.Ya başka insanların yaşamları ,dışarıda bir yaşam olduğunu hep unutuyoruz.Ya da geçiştiriyoruz.Çünkü öncelik “biz” olmuşdur hep.
Oysa ki o kadar hızlı değişiyorduki her şey …!
Sonbaharla kış arası garip bir iklim, üşümeyle terlemeyi bir arada yaşadığımız bir iklim.İşten çıkmıştım ağır adımlarla yürüyordum.Cadde üzerinde cafelerin birinden kulağıma gelen bir müzik,”Bir garip gezginim ,dalına kuzgunum, kuzgunu sevmez ,sevmeyi bilmezler, canını koymazlar…aman aman yüreğine kurban” hafif bir esinti yüzümde bir tebessümle yoluma devam ettim.Yarım bırakarak.. Hayatta var olma güdüsünün tadına varabilmemiz için bazı şeylerin yarım kalması gerekir diye düşünüyordum, o zaman içimize çektiğimiz derinden nefesimizin manasını kendimize anlatabilirdik.. Bakışlar, sevgiler, arzular yarım kaldıkça yıllanır. Tıpkı kimi yazıların yarım kalması gibi..
Sınava tabi olduğumuzun farkındayız hepimiz, kimimizin kalemi uzun, kimimizin kısa ne yaparsak yapalım şu dünyada değiştirmeye çalıştığımız dünya bile yarımdır aslında. Bizler; hayvanlar kürk için öldürülmesin, yeşilimiz doğamız korunsun, militarizim ve kamplaşmanın önüne geçelim, sosyal gelir adaletini sağlayalım diye elimizde pankartla sokaklarda yürürken düğmenin bizde değil toplumda olduğunun bilincinde olduğumuz gibi amaçlarımızın ve isteklerimizin yarım kalacağının olgunluğunu da yaşatıyoruz aslında ama bizler yine de görevimizi yapıyoruz, yarım kalsa bile düşlerimiz.. Hatalarımız, tecrübesizliğimizin ayakları altında dolanan kedi gibidir, biz nereye gitmek istersek o da peşimizden koşa koşa gelir. Hayatta pes etmek de vardır bir seçimdir, gayet de doğal bir şeydir pes etmek, belki de kara kedinin yüzündendir bu davranışımız. Pes etmek yarım kalmışlığımızın kendimize bağırmasıdır..
Songül BEKTAŞ