Dört gün önceki yazımda; Hakkında atılan bir tweet sebebi ile Şafak PAVEY'den kısaca bahsetmiştim. Bu gün ise konuyu biraz daha açarak anlatmaya çalışacağım.
Amacım görmeyi atladığımız noktalara biraz dikkat çekebilmek. Acaba Sevilay YÜKSELİR bu tweet'i bir olayı tetikleyebilmek için mi attı? İyi kötü bir gündem oluşturan bu tweet, Şafak PAVEY'e mecliste bu konu hakkında konuşma imkanımı sağladı. Mağdur edebiyatı ve acındırma ile toplumda Şafak PAVEY için çok daha fazla bir sempati duyulması mı amaçlandı. Haber basında ve bilhassa sosyal medyada dillenmeye başladığı andan itibaren yediden yetmişe herkes duruma tepki gösterdi ve Sevilay Yükselir'e bir dolu cevap verildi. Ya asıl konu mağduru yaratıp onun için bir sempati havası oluşturmaksa!!!
Sol taraftaki resim Milliyet Gazetesi Arşivinden ulaştığım, 07 Eylül 2000 tarihli gazetenin küpürü. Ece Bilgin'in haberi ve konunun gündemi bir kilise olmasına rağmen Şafak PAVEY'in öncülüğünü yaptığı Ermeni ve Türk! gençlerin bu kilisenin restorasyonu için yetkilileri göreve davet etmesini anlatıyor. Neden Şafak Pavey? O zaman olsa bu ismi pek önemsemeden geçerdim sanırım, fakat şimdi bu isim bir milletvekili. Bu sebeple konu üzerinde daha fazla durmak gerekiyor.
Şimdi Şafak PAVEY önderliğinde restorasyonu amaçlanan kiliseye bir göz atalım. Bu kilise Van'daki AKDAMAR kilisesi.
1915 yılında, o zamanki Osmanlı hükümetince fesat ocağı olarak görüldüğü için kapatılan, 1951 yılında hükümetçe yıkım kararı alınan ama olaydan haberdar olan Yaşar Kemal'in girişimleri ile yıkımı durdurulan Van'daki Akdamar Kilisesi, asıl ününü; 1915 yılında Osmanlı-Rus savaşı esnasında oynadığı rolle kazandı!.. 'Van, 1915 yılında Ermeni ve Rus saldırısı sonucu düştü. 50 Türk kadını Akdamar Kilisesi’ne götürülürken iffetlerini korumak için kendilerini göle attı, tecavüze uğradı ve öldürüldü.
Konu bu kadar değil. 13 yıl sonra R.T.Erdoğan hükümeti bu kiliseyi 4 milyon dolar harcayarak restore ettirdi. Bizim orada tecavüze uğrayan ve öldürülen kadınlarımız için bir anıt yapmayı dahi düşünmezken; Dinler arası diyalog adına restorasyonu tamamlanan kilise için, bu yetmezmiş gibi kulesine 100 kiloluk bir haç takılarak ibadete açıldı.
Nereden, nereye? R.T. Erdoğan demişken. Şafak PAVEY kaza geçirdiğinde R.T. Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı. Ve ne tesadüftür ki, Pavey Türkiyeye döndüğünde Alman Hastanesinde 1,5 ay yatmış ve bu süre içerisinde R.T. Erdoğan ve eşi yanlarında 20 kişilik bir heyet ile birlikte Pavey'i hastanede ziyaret etmiştir. Neden acaba diye düşünmeden edemiyor insan. Aşağıda bu ziyaretle ilgili görselleri bulabilirsiniz.
Evet parçaları bir araya topladıkça ortaya ister istemez bir tablo çıkıyor, ve Ülke olarak öyle bir dönem içerisindeyiz ki, kimin ne olduğu ve ne olabileceği hakkında en ufak bir fikir sahibi olamıyoruz. Ya da şöyle düzelteyim bunu; Fikir sahibi olmamızı istedikleri konuyu ve metni, nasıl bir fikir sahibi olmamız gerektiğini birileri bizim elimize tutuşturuyor, bizde ona göre fikir sahibi oluyoruz. Kısacası asıl hedeflerimiz ile aramıza giriyor ve hedefimizi görmeyi engellemeye çalışıyorlar. Şimdi sahip olduğunuz bilgileri tekrar gözden geçirin ve gözünüzü dört açın, güneşi görünceye kadar çok daha karanlık günler bizleri bekliyor. Okuyun, araştırın, bilgilenin, bilgilendirin. R.T Erdoğanın sık sık kullandığı gibi "ayinesi iştir kişinin" diyerek söylemlerden daha fazla, kimin ne yaptığını ya da yapmaya çalıştığını unutmayalım. Bu çok büyük bir oyun, fakat bizlerde oyunbozanız.
Nereden, nereye? R.T. Erdoğan demişken. Şafak PAVEY kaza geçirdiğinde R.T. Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı. Ve ne tesadüftür ki, Pavey Türkiyeye döndüğünde Alman Hastanesinde 1,5 ay yatmış ve bu süre içerisinde R.T. Erdoğan ve eşi yanlarında 20 kişilik bir heyet ile birlikte Pavey'i hastanede ziyaret etmiştir. Neden acaba diye düşünmeden edemiyor insan. Aşağıda bu ziyaretle ilgili görselleri bulabilirsiniz.
Evet parçaları bir araya topladıkça ortaya ister istemez bir tablo çıkıyor, ve Ülke olarak öyle bir dönem içerisindeyiz ki, kimin ne olduğu ve ne olabileceği hakkında en ufak bir fikir sahibi olamıyoruz. Ya da şöyle düzelteyim bunu; Fikir sahibi olmamızı istedikleri konuyu ve metni, nasıl bir fikir sahibi olmamız gerektiğini birileri bizim elimize tutuşturuyor, bizde ona göre fikir sahibi oluyoruz. Kısacası asıl hedeflerimiz ile aramıza giriyor ve hedefimizi görmeyi engellemeye çalışıyorlar. Şimdi sahip olduğunuz bilgileri tekrar gözden geçirin ve gözünüzü dört açın, güneşi görünceye kadar çok daha karanlık günler bizleri bekliyor. Okuyun, araştırın, bilgilenin, bilgilendirin. R.T Erdoğanın sık sık kullandığı gibi "ayinesi iştir kişinin" diyerek söylemlerden daha fazla, kimin ne yaptığını ya da yapmaya çalıştığını unutmayalım. Bu çok büyük bir oyun, fakat bizlerde oyunbozanız.
Hedefleriniz ile aranıza kimseyi sokmayın.
Ertunç ÇELİK
06.11.2013
